iSLamiyette Allah İnancı

Tasavvufta Derin Aşk

Tasavvuf, derin bir aşk ve sevgi yoludur. Bu yolculukta insanın amacı, kendini bilmek ve Yaradan’ı tanımaktır. Tasavvufun temelinde, aşkın ilahi bir boyutu olduğu inancı yatar. Bu aşk, maddi dünyaya değil, sonsuz bir hakikate ve ilahi kaynağa yönelir.

Tasavvufî aşk, genellikle “mecazî” ve “hakikî” olarak ikiye ayrılır:

  1. Mecazî Aşk: İnsanlar arasındaki sevgi ve bağlılığı ifade eder. Bu sevgi, insanın ruhunu terbiye etmek ve hakikî aşka ulaşmak için bir basamak olabilir.
  2. Hakikî Aşk: Yaratıcı’ya duyulan sonsuz sevgi ve özlemdir. Bu, kulun varlığını tamamen O’nda eritmesi, “fenafillah” (Allah’ta yok olma) mertebesine ulaşmasıyla ilişkilidir.

Tasavvuf yolundaki dervişler, aşkı yaşamın merkezi olarak görür. Aşk, onları Hakk’a yakınlaştıran bir bağdır. Bu bağlamda, aşk şu özellikleri içerir:

  • Kendini feda etme: Birey, bencilliğinden sıyrılarak her şeyini sevgili için feda eder.
  • Teslimiyet: Aşkta mantık yoktur; sadece gönülden bir bağlanış ve teslimiyet vardır.
  • Birlik Arayışı: Aşık, maşukuyla (sevgiliyle) bir olma arzusu içindedir. Tasavvufta bu birlik, Hakk’a vuslat olarak tanımlanır.

Bu derin sevgi, şiirlerde ve mesnevilerde sıkça işlenmiştir. Örneğin, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin eserlerinde aşk, ilahi bir sır olarak anlatılır. Onun ünlü sözlerinden biri şudur:

“Aşksız olma ki ölü olmayasın;
Aşkla öl ki diri kalasın.”

Tasavvufî aşk yolculuğunda, insanın benliğinden sıyrılması ve gerçek anlamda ilahi aşkı idrak etmesi esastır. Bu derin yolculuk, sabır, sevgi ve teslimiyetle kat edilir.

iSLami Sohbet Sitemizin içerisindeki sohbet bölümünden islami bilgi alışverişi ve sohbet etmenin ayrıcalığını yaşayabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir